Mesaj: #1

Her an için nereden geldiği belli olmayan bir mermiye karşı; hiç kimse, hiçbir zaman için emniyette değildir. Özellikle başka türlü başlasalar bile savaşların sonunda artık birer sokak çatışmalarına dönüştüğü ve keskin nişancıların önemi ve paylarına düşen işlerin arttığı günümüzde…

Ateşli silahların keşfedilmesinden itibaren, özel yetenek sahibi bireyler bu silahları kullanarak savaşların seyrini değiştirme yeteneğine kavuştu.
Bu özel yetenekli savaşçıların en başında hiç kuşkusuz keskin nişancılar gelir. Keskin nişancılar bir çok kereler savaşların gidişatına doğrudan etkide bulundular. Keskin nişancıların etkisi sadece saf dışı bıraktıkları düşman sayısı ile ölçülemez. Daha da önemlisi, karşı tarafta yarattıkları psikolojik baskı ve kalplere saldıkları korkudur. Bu nedenle günümüzde dahi bu soğukkanlı ve acımasız nişancılar savaş alanlarının en çekinilen savaşçıları olarak kabul edilmektedir.

Saratoga Savaşı:

7 Ekim 1777 yılında Timothy Murphy isimli bir keskin nişancı, yaklaşık 450 metre mesafeden İngiliz General Simon Fraser’i tüfekle öldürür. Generalin kumanda ettiği birliklerin başsız kalması nedeniyle İngiliz’ler savaşı kaybeder. Bu savaşın kazanılması, Amerika’nın İngiltere’den bağımsızlığını kazanmasında önemli bir dönüm noktasıdır.

Spotsylvania Savaşı:

4. Georgia piyade taburundan Çavuş Grace, İngiliz Whitford tüfeği ile 750 metre mesafeden Kuzey Ordusu’nda görevli General John Sedgwick’i vurur. Yerde yatan Generalin ölmeden önce söylediği son sözler şunlardır; “Filleri neden bu kadar uzak mesafeden vurmuyorlar...”. Bu zamansız kayıp nedeni ile Kuzey Ordusu zamanında hücuma geçemez ve fırsatı değerlendiren General Robert E. Lee Spotsylvania Savaşı’nı kazanır.

Red River Çatışması:

1864 yılında meydana gelen bu Kuzey-Güney çatışmasında Kuzey Ordusu’ndan Metcalf isimli bir keskin nişancı, 50 kalibrelik, ağızdan dolma 27 kiloluk dürbünlü tüfeği ile 1700 metreden Güneyli bir subayı vurarak öldürür. Merminin hedefe erişmesi tam 5 saniye sürer.

1939-1940 Fin-Rus Savaşı:

34. Piyade Taburu’nda görevli keskin nişancı Simo Hayha kısa zamanda Fin-Rus savaşının en korku veren ismi haline gelir. Model 28 Mosin-Nagant marka dürbünsüz bir tüfekle 9 ay içinde tam 505 Rus askerini öldürür. Bu sayı halen bir keskin nişancı için kaydedilen en yüksek rakamdır. Simo ve arkadaşlarının Ruslara verdirdikleri kayıp korkunç rakamlara ulaşır. Ruslar kazandıkları bu savaşta yaklaşık bir milyon kayıp verirken, Finlilerin kaybı sadece 25 bin’dir. Bir diğer Fin keskin nişancı Suko Kolkka yine Mosin-Nagant marka dürbünsüz tüfeği ile Rus geri hatlarında dört aydan kısa bir zamanda 400’den fazla Rus askerini öldürür. Suko sadece tüfek değil makinalı tüfek kullanmakta da bir ustadır. Makinalı tüfek ile öldürdüğü Rusların sayısı en az 200’dür. Ruslar tarafından kendisini öldürmek için gönderilen Rus keskin nişancı ile giriştiği ölüm kalım savaşından da başarı ile çıkan Suko, Fin halkının sonucu baştan belli olan bu savaşta bağımsızlığını korumak için gösterdiği emsalsiz çabanın bir timsali haline gelir. Fin-Rus savaşını en güzel özeti bir Rus General’den gelmiştir; “Bu savaşta kazandığımız 22 bin mil kare’lik toprak, ancak verdiğimiz ölüleri gömmeye yeter”.

Stalingrad Kuşatması:

Düşman Kapıda adıyla gösterime giren filmin de senaryosunu oluşturan olaylar gerçekten Alman Kuvvetleri’nin Stalingrad kuşatmasında yaşanmıştır. Rus keskin nişancı Başçavuş Vasily Zaitsev ile Alman SS keskin nişancısı Albay Heinz Thorvald arasındaki ölüm kalım savaşı keskin nişancıların yer aldığı en meşhur olaydır. 9 Ocak 1943 tarihinde şehrin güney kısmında yaşanan tarihe mal olmuş bu düellodan sağ olarak çıkan Zaitsev olmuştur. Zaitsev tek başına sadece Stalingrad kuşatmasında 242 Alman askeri öldürmüştür. İkinci Dünya Savaşı sona erdiğinde öldürdüğü Alman askerlerinin sayısı 400’e varmıştı. Stalingrad savaşında Alman askerleri üzerinde yarattığı etki ise korkunç boyutlara ulaştı. Hiçbir şey yapamadan tek tek avlanmanın yarattığı psikolojik yıkım Almanlar üzerinde büyük bir tahribat yarattı. Öyle ki Alman askerleri şehri ele geçirmekten çok, bulundukları yerde tutunarak hayatta kalmaya çalıştı.

Vietnam Savaşı:

Amerikan Deniz Piyade Çavuşu Carlos Hathcock, Vietnam’da Kuzeyli bir general dahil olmak üzere tam 93 düşman askeri öldürür. Amerikalı keskin nişancının kullandığı tüfek Winchester Model 70 .3006 idi. Ancak Hathcock uzun mesafeler de dürbün ile teçhiz edilmiş .50 kalibre Browning makinalı tüfek kullanmayı da ihmal etmedi. Belki de Hathcock’un en büyük başarısı Apache kod isimli Vietkong’lu bayan keskin nişancıyı saf dışı bırakmasıdır. Apache, Model 1891/30 Mosin-Nagant 7.62x54 kalibre bir tüfek kullanıyordu.

Amerika’nın Irak’ta gerçekleştirdiği harekatta da görülmüştür ki keskin nişancılar şehir ve sokak çatışmalarının vazgeçilmez öğeleridir. Karşı taraf üzerinde yarattıkları psikolojik baskı ve hiçbir risk almadan saf dışı bıraktıkları düşman sayısının fazlalığı nedeniyle, her iki tarafın da en çok ihtiyaç duydukları savaşçı türü keskin nişancılardır. Belki hemen açıklanmasa bile seneler sonra Irak’ta keskin nişancı savaşlarının nasıl geliştiğini ve tarafların yarattığı kahramanların isimlerini ve icraatlarını ayrıntılarıyla öğrenebileceğiz.

Mesaj: #2

Kara hücum birlikleri iyidiriler ancak aniden bir keskin nişncı bu askerlerin yapamadıklarını yapabilir. Onlar gizlikilte eşsizdirler.

Mesaj: #3

en büyüğü vietnam

WarrockTR Rekorlar Albümü
Resmi Duyurular vede Resmi Eventlar
Yeni Warrock Clanware Clan Sistemi

Forum Kuralları
Hediye Kod Kullanmak
WarRock İndirme
Teknik Yardım Bölümü
Hazır Ticketlar Bölümü
Teamspeak 3 Kurulum
Xfire Oyun İçinde Video Çekme
Warrock Dosyaları [ Sistem ]

Mesaj: #4

O zamanlar da bir keskin nişancı olmak isterdim

Mesaj: #5

(03-29-2010 05:27 PM)Sergen Dikel Yazılan:  O zamanlar da bir keskin nişancı olmak isterdim

o koşullarda zor

Mesaj: #6

güzel bilgiler bunlar =))

Mesaj: #7

Tam bi sniper tutkunu olarak çok ilgimi çeken bir yazı . Teşekkürler