Hedef : Türk Devlet Geleneklerini Etkisizleştirmek
Değerli gençlerimiz,
Binlerce yıllık Türk Devlet geleneklerinin rencide edildiğini üzülerek görmekteyiz.
Yürütülen Suriye politikası yanlış ve tehlikelidir.Suriye'nin iç işlerine karışmak, müdahalede bulunmak, gizli ve açık bir şekilde terör gruplarına silah temin etmek, lojistik destek vermek, uluslararası arenada geçerli olmayan ifadelerle Suriye'nin legal yönetimini etkisizleştirmeye çalışmak, ahlaksız kara propagandalarla Suriye Devleti'nin kendi halkına zulüm yaptığını kamuoyuna benimsetmeye çalışmak, telafisi mümkün olmayan hatalar zinciridir ve bu bedeli Türk halkı ödemektedir.
Yürütülen İsrail politikası yanlıştır.İsrail, hiç bir zaman Türk Milletine açık bir tehdit olmamıştır ve olmayacaktır.Vaktiyle tüm ikazlara rağmen İsrail'e yardım gemisi adı altında terör uzantılı milisleri gönderen ve Türk Devlet geleneklerini hiçe sayan zihniyetler, uluslararası arenada kumar oynamanın bedelini yine Türk Halkına ödetmişlerdir.Türk Devleti'nin stratejik hedefleri arasında İsrail'le 'düşman' olmak gibi bir anlayış asla ve hiç bir zaman olmamıştır ve olmayacaktır.Yahudi düşmanlığı, Türk Halkına enjekte edilmeye çalışılan bir kompozisyondur.Türk Devleti'nin bölgedeki tartışmasız en büyük ve daimi müttefiki İsrail'dir.İsrail'siz bir Türkiye, Ege ve Akdeniz'de ve genel olarak bölgede 'kanatsız kuş' tabirini ifade edebilecek bir özeliğe sahiptir.Türkiye'siz bir İsrail, mezarı kazılmış ve idam mangasının ateşine maruz kalmak üzere olan kolları bağlı bir insanı figürlemektedir.
Yürütülen İran politikası yanlıştır.İran, son 30 yıl boyunca, gerek yönetim biçimini Türk Halkına benimsetmek için Türkiye'de 'Atatürk Türkiyesini' yok etmeye yönelik faaliyetleri, gerekse dini motifli ve ırkçı terör örgütlerini finanse ederek, Türk Halkına zarar vermiştir.Enerji kaynaklarının 'stratejik ortaklık' bağlamında kullanılması gerekirken, gereğinden fazla ödünler verilerek İran şımartılmıştır.Nükleer faaliyetlerinden dolayı İran'a açık destek verilerek, Türkiye ve İsrail arasındaki bağlar zayıflatılmıştır.
Yürütülen Rusya politikası yanlıştır.Enerji kaynakları açısından bağımlı olduğumuz bir ülkeyi, Suriye konusunda izlediğimiz yanlış politikalardan dolayı karşımıza almamız kabul edilemez.Rusya ile önümüzdeki 30 yıla damgasını vuracak Mersin Akkuyu nükleer santrali konusunda yaklaşık 50 milyar dolarlık anlaşma yapmışken,Türk Devlet geleneklerine uygun olmayan bir anlayışla Rusya'nın uluslararası arenada yanıltılmaya ve yargılanmaya kalkışılması, Türk Halkına zarar vermektedir.
Yürütülen Azerbaycan politikası yanlıştır.Tek Millet İki Devlet ilkesini benimsemiş olan Azerbaycan'ı uluslararası platformlarda yalnız bırakarak, hak ve hukukunu korumayı başaramayarak, İran'a peşkeş çekmekle kalmayıp enerji kaynaklarını 'pahalı ve istikrarsız' bir halde satın almaktayız.Türk Halkı zarar görmektedir.
Yürütülen Ermenistan politikası yanlıştır.Azerbaycan'ın menfaatlerini hiçe sayarak uluslararası arenada Ermenistan'la sınırların açılması adına yapılan antlaşmalar, Türk Halkına fayda sağlamadığı gibi, Azerbaycan'la olan münasebetlerimizin gerilemesine neden olmuştur.Enerji kaynaklarının kullanılmasında ve transferinde oluşan sorunlar yüzünden Türk Halkı zarar görmüştür.
Yürütülen Avrupa Birliği politikası yanlıştır.Gücünü kendinden ilerletmeyi düşünmeyen bir anlayışla, gücüne güç katacağını düşünerek 'ödün vermeyi marifet sayarak' devam eden hiç bir politika Türk Halkına katkı sağlamayacaktır.Annan planını KKTC'nin kabul edip Güney Kıbrıs Rum Yönetiminin kabul etmemesine rağmen Güney Kıbrıs'ın Avrupa Birliğine alınmış olması, Avrupa Birliği'nin KKTC ve dolayısıyla Türkiye hakkındaki geleceğe dair anlayışını ortaya koyan en somut anlayıştır.
Yürütülen Irak politikası yanlıştır.Bir yanda Irak'ın birlik ve bütünlüğünü savunan bir empoze, diğer yanda Kuzey Irak'ta bağımsız bir kürt devleti kurulması için çaba gösteren bir anlayış bir arada olamaz.Bu yanılgı, Türkiye içerisindeki bölücülere açık bir destek ve aynı anlayışın Türkiye'de de yaşanması için bir primdir.Türkiye, uluslararası hak ve hukukundan kaynaklı haklarını kullanmamaktadır.Kuzey Irak'ta Türkmen nüfusun hak ve hukukunu korumak anlamında ve gerekirse ilhakını yapmaya hakkı varken, haklarını peşmergelere peşkeş çekmektedir ve bu anlayış Türk Devlet geleneklerine uygun değildir.Irak'ta mezhep çatışmalarında 'açık ve net' bir tavır sergilemekte ve şii müslümanları karşısına alarak nefret duygularını pekiştirmektedir.Irak'ın resmi yönetimine meydan okumakta, yönlendirmeye ve bozmaya çalışmaktadır.Bu durum, Türk Halkına bir menfaat sağlamadığı gibi, dolaylı yollardan zarar vermektedir.
Yürütülen Filistin politikası yanlıştır, eksiktir ve hatalıdır.Filistin meselesi, Arap milliyetçiliğinin Osmanlıya vurduğu darbenin bir ürünüdür ve kendi topraklarını umursamazca satan zihniyetlerin Dünya'nın başına bela ettiği bir konudur.Masum bir kompozisyonla anlatılmaya çalışılan mesele, esasında Osmanlı İmparatorluğunu hançerleyen zihniyetlerin günümüze taşımış oldukları hiçte masum olmayan bir konudur.Aslında Türk Halkını ilgilendiren en önemli mevzu Mescidi Aksa'dır.Peygamberimizin miraç mucizesinin gerçekleşmesi ve Müslümanların ilk kıblesi olması açısından çok değerli olan Mescidi Aksa'nın bu topraklarda olması, Türk Halkının yıllarca Filistine vicdani açıdan bakmasına ve İsrail’i yargılamasına neden olmuştur.İşin aslı, bu toprakları Osmanlıdan koparan ve bugünkü tabloyu oluşturanlar Arap milliyetçileridir.Çeşitli terör grupları, din adına cinayetler işleyerek, satmış oldukları toprakları İsrail'den geri almak için uluslararası arenada seslerini duyurmaya çalışmaktadırlar.Bölük ve parçalı ve ne dediği duyulmayan bu ses, din adına istismarda bulunarak Türkiye'yi de kullanmaya çalışmaktadırlar.Türkiye'nin menfaati, Osmanlıya darbe vuran ve Filistinin kaybedilmesine neden olan ayarsızlardan yana değil, İsrail'in Mescidi Aksa ve orada yaşayan müslümanların ve Hıristiyanların yaşam kalitelerine zarar gelmemesini sağlamaya çalışmak ve İsrail'in de benimseyeceği bir modelle Filistin'in Devlet statüsüne geçmiş olmasını sağlamaktır.İsrail'in sınırlarına tecavüz etmeye yeltenmek, meydan okumak, savaş çığırtkanlığı yapmak, baskı uygulamaya kalkışmak, Türk Devlet geleneklerine uygun değildir ve zararını Türk Halkı ödemektedir.
Yürütülen terör politikası doğrudur.Her ne kadar, bazı çevrelerce ilerisi düşünülmeden yapılan yorumlar olsa da, Türkiye içerisinde akan kanın durması için atılan her adım isabetlidir.Emperyalist güçlerin amansız müdahale ve desteklerini esirgemedikleri bir konunun ülke gündeminden düşürülmesi için gösterilen tüm çabalar değerlidir.Büyük Önder Atatürk'den sonra yıllarca Doğu bölgesinde yaşayan halkımıza 2.sınıf bir bakış açısı geliştirilmiş ve yatırım bile yapılmamıştır.Sürgün bölgesi olarakta adlandırılmış, bölgeye özel kültürel değerlerin yaşanılması engellenmiş, halk baskı altında tutularak kimliklerini ifade edebilmeleri bile engellenmiştir.Bu kaos ortamında, bölge halkının yaşadığı bunalımın farkında olan emperyalist güçler, terör örgütleri kurarak ve finanse ederek Türkiye'nin başına bela etmişlerdir.En iyimser bir tabloyla yaklaşık 500 milyar dolarlık bir kaynak ve onbinlerce insanımızı yitirmiş olmamız, yanlış izlenen politikanın eseridir.Ayrıca, bölge halkını temsil eden zihniyetlerin ortaya çıkması ve Türkiye'yi uluslararası arenada mahkum etmeye çalışması da, yanlış izlenene politikaların eseridir.Ülke içerisinde ülke, Atatürk'ün millet kavramına yüklediği anlamın farklılaştırılmaya çalışılması, ırkçı zihniyetlerin hortlaması, son 30 yıl boyunca Türk Halkına telafisi imkansız zararlar vermiştir.Atatürk'ün millet kavramı, toparlayıcı ve ırkçılıktan uzaktır ve Türk Devlet geleneğinin bir devamıdır.Şimdi medyada milliyetçilik naraları atan zihniyetler, zamanında kafatası ölçümlerine göre Türk İnsanı profili yaratmaya çalışan zihniyetlerin ürünüdür.Önemli olan, sorunun bitmesidir.Şekil ve yöntem, Devletimizin zaafiyete uğradığı anlamında düşünülmemeli, bir tasviye sürecinin geride bıraktığı harabiyetin izlerinden dolayı insanlarımızın haklı olarak tepki göstermesi olarak algılanmalıdır.Dağdaki insanda KANDIRILMIŞ olsa da, bizim insanımızdır ve bu insanların kazanılması DEVLETİN asli görevidir.Birbirini yok etmeye programlanmış hiç bir anlayış, geleceğimize güven tesis etmeyecektir.Bölge halkımız da 1.sınıf vatandaştır ve doğduğunda ilk olarak kürtçe konuşuyor diye hiç bir vatandaşımızı küçük görme gibi bir anlayışa sahip olamayız.Sınırlarımız içindeki her vatandaş eşittir ve ülkemizin hiç bir noktasını emperyalist güçlerin oyun alanına çeviremeyiz.İnsanlarımıza sahip çıkmalıyız, Devletin güç ve kudreti her vatandaşımızın yüreğinde güven bırakmalıdır.
Türk Devlet geleneklerini aşındırmaya çalışmak, hiç kimsenin haddine değildir ve mutlaka hesap sorulacaktır.
Güzide gençlerimize sonsuz sevgi ve saygılarımla.
|
