Öncelikle Sayın Yöneticiler eğer konu siyasi içeriğe giriyorsa lütfen konuyu siliniz.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan herkesin merakla beklediği Çılgın Proje'yi açıkladı. Erdoğan, "İstanbul artık içinden iki deniz geçen bir şehre dönüşecek" diyerek KANAL İSTANBUL projesini hayata geçireceklerini söyledi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul'da iki yarımada ve bir adanın oluşacağını belirterek, ''İstanbul'un Avrupa yakasında, şehrin batısında, Karadeniz ile Marmara Denizi'nin arasına, yaklaşık 45-50 kilometre uzunluğunda bir kanal yapıyoruz. İstanbul'umuza 'Kanal İstanbul'u kazandırıyoruz'' dedi.
Başbakan Erdoğan, İstanbul Kongre Merkezi'ndeki toplantıda ''çılgın proje'' olarak adlandırılan ''İstanbul Hazır; Hedef 2023'' projesini açıkladı. Türkiye'nin bu büyük hayali, bu büyük projeyi gerçekleştirecek iradeye sahip olduğunu belirten Erdoğan, kaynak noktasında bir sıkıntı olmadığını söyledi.
Projenin, tamamıyla milli kaynaklardan karşılanacağını belirten Erdoğan, ''Çünkü, Türkiye bir istikrar ülkesi, Türkiye bir güven ülkesi. Buraya güvenildikçe, burada istikrar oldukça, buraya artık girişimciler, müteşebbisler rahatlıkla girebiliyor. Türkiye 2023'e böyle büyük böyle çılgın, böyle muhteşem bir projeyle girmeyi fazlasıyla hak etmektedir ve bunun adımını attık'' diye konuştu.
"Çılgın Proje"nin fikir babası Kanuni Sultan Süleyman
Marmara ve Karadeniz'in kanal yoluyla birleştirilmesi projesi ilk kez Kanuni Sultan Süleyman tarafından ele alındı. Proje daha sonra 1999 yılında Sakarya Valiliği tarafından yeniden masaya yatırıldı. Sakarya Nehri, Sapanca Gölü ve İzmit Körfezi arasını birleştirmeyi hedefleyen proje için bir grup bilim adamı rapor hazırladı ancak 17 Ağustos depreminden sonra proje gündemden kalktı.
Yedikıta Dergisi'nde yer alan bir inceleme yazısına göre, Osmanlı İmparatorluğu döneminde ilk olarak Sakarya Nehri, Sapanca Gölü ve İzmit Körfezi arasını birleştirmeyi hedefleyen bu proje, ticaretin geliştirilmesi ve malların nakliyesinin en ucuz yolla sağlanması amacıyla düşünüldü.
İlk defa Kanuni Sultan Süleyman tarafından ele alınan projenin, fizibilite çalışmaları Mimar Sinan tarafından yapıldı. Mimar Sinan'ın, Sapanca'dan İzmit Körfezi'ne kadar olan bölgenin tüm etüt planlarını çıkardığı proje hayata geçirilemezken, Sultan III. Murad tarafından 1591 yılında yeniden keşifleri yapılan proje, Sultan IV. Mehmed, Sultan III. Mustafa, Sultan II. Mahmud, Sultan Abdülmecid ve Sultan Abdülaziz dönemlerinde de gündeme getirildi ve üzerinde çalışıldı.
Daha sonraki yıllarda ise geliştirilerek Karadeniz'i Marmara'ya bağlayan proje halini alan çalışma, 1999 yılında Sakarya Valiliği tarafından ele alındı ve Valiliğin isteği üzerine Prof. Dr. Ağıralioğlu ile bir grup bilim adamı ile fizibilite raporu hazırlayarak su yolunu projelendirdi. Ancak konu 17 Ağustos 1999 depremi nedeniyle gündemden kalktı.
-140 KİLOMETRELİK SU YOLU PROJESİ-
Prof. Dr. Ağıralioğlu ve beraberindeki bilim adamlarının hazırladıkları fizibilite raporunda, Karadeniz-Sakarya-İzmit su yolunun, Karadeniz ile Marmara arasında taşımacılığın devamını sağlayarak Karadeniz'e dökülen Tuna, Dinyeper, Dinyester, Volga ve Don nehirlerinden gelen gemiler için, İstanbul Boğazı'nın yanında kestirme ikinci bir alternatif oluşturabileceği değerlendirildi.
Sakarya Nehri'nin Karadeniz kıyısındaki Karasu'dan Adapazarı'na kadar 70-80 kilometrelik bölümünde taşımacılık için oldukça müsait bir altyapı bulunduğuna işaret edilen raporda, 5-6 metre yüksekliğinde iki aktarma havuzu inşa edilerek gemilerin Adapazarı'na kadar kolayca getirilebileceği, buradan da Sapanca Gölü'nden ayrılacak bir su yolu ve Arifiye'den İzmit'e kadar yaklaşık 40 kilometre uzunluğunda bir kanal inşa edilerek denize ulaşılabileceği belirtildi.
Adapazarı'ndan İzmit Körfezi'ne geçişin arazideki kod (yükseklik) farkları nedeniyle yaklaşık 16 metrelik iki havuzla gerçekleştirilebileceği dile getirilen raporda, projeye göre, genişliği 30 metre olan su yolundan, nehir ve denizde hareket eden, taşıma kapasitesi 1500 ton, uzunluğu 95 metre, genişliği 9,5 metre ve su kesimi 3 metrelik gemilerin geçebileceği bildirildi.
Raporda, yaklaşık 140 kilometrelik su yolunun İstanbul Boğazı'nın gemi trafik yükünü hafifleteceği, aynı zamanda iç taşımacılıkta da kullanılarak karayoluna göre 14'te 1 düşük maliyetle taşımacılık imkanı sağlayabileceği, yaklaşık 960 milyon dolara malolacak su yolunun yılda 168 milyon dolar ekonomik fayda yaratabileceği ifade edildi.